11 Haziran 2012 Pazartesi

FARKLI ANALİZ

Salı günleri son zamanlarda da Pazartesi günleri 20.00-00.30 arasında TJK TV'de izlenilen program. An itibariyle programın sunucusu Enver'in Kafkas dansı yaptığı program. 2,5 saat seyredip sonrada kendimi keriz gibi hissettiğ...im program. Etliye sütlüye karışmayan, jokeylerin donlarını, alet ve edevatlarını şanslı yarışseverlere hayrına dağıtan program. Yarışları nabza göre şerbet vermek suretiyle yorumlayan, zaman zaman Gökhanın dediklerinden bir şey anlamadığım program. Enverin kulağında nal sesinin, yüreğinden at sevgisinden hiç gitmediğini beynime kazıyan program. Nostalji klipleri ile fotoğrafları yollayan aileleri derin bir özleme sürükleyen program. İyi niyetle formatlanmış, ancak şimdiki nesil sunucular elinde paçavraya dönmüş program. Zira, yeni hep eskinin bir adım önündedir, yarışsevere, Süleyman Akdıyı, Atahan Zilcioğlunu,Mehmet Ayanı mumla aratan program. Moderatörlerini diinledikçe -uleyn bunlar ne anlatıyorlar diye hayıflandığım program. Acilen Gökhan Gülün güzel konuşma dersleri alması gereken, Enverinde büyüyüp küçülmüş cin çocuk formatı ile kabına sığamadığı program. Bugün 23.30'da son anda hatırlayıp, güzel giden gün sonumu derin bir kedere gark eden program. Ekşi sözlük entryleri gibi oldu biliyorum. Ne yapayım, hissiyatımı paylaşmak istedim. Analizin farklı ve teknik kısmını yaptıklarını zannedip, 2,5 saat boyunca laf olsun torba dolsun diye zaman öldüren program. 3 yıldır yayın da olup, bir arpa boyu yol katedemeyen program. Daha ne diyeyim... Sevgi ve dostlukla,

30 Mayıs 2012 Çarşamba

HİPODROMLARDAN YALÇIN GEÇTİ

21 Temmuz 1995 Cuma günü 15 yaşındaki apranti Yalçın ve 3 yaşındaki Menekşe 20 için özel bir gündü. O gün ikisi de ilk kez birincilikle tanışmıştı. 1237 birinciliğin başlangıcıydı o gün. 1996 yılında 9 kez, 1997 yılında da 20 kez fotoyu önde geçti. 14 birinciliğinin 9 unu Yalçın’la kazanan CASTELLO’ya 1998 yılının Eylül ayında GR 2 Uluslararası Kraliçe II. Elizabeth koşusunda ilk kez bindi ve ilk kez bir grup yarışta tabelada yer b
ulmuştu. 22 Kasım 1998 Pazar günü ise apranti olarak son kez bindiği CASTELLO’yu maidendan çıkartırken kendisi de Jokeyliğe merhaba demişti. Toplam 50 yarış kazandığı 1999 yılındaki en önemli birinciliği MERTKAYA ile kazandığı GR 3 Fetih koşusu oldu. 2000 yılında ise birincilik adedini bir yıl önceye göre 2 ye katlamış 101 kez fotoyu birinci geçmişti. 2000 yılının şüphesiz en önemli zaferi MEDYA ile kazanılan GR 2 İsmet İnönü koşusuydu. Aynı yıl Bursa’da GOLD FINGER ile GR 3, İstanbul’da GREEN GÖNEN ile GR 2, kum pistte CENTAUR ile GR 3 ve yine MEDYA ile GR 3 kazanarak adını hipodromlarda iyice duyurmaya başlamıştı. Daha 20 yaşındaydı. 2001 yılı Yalçın için GR 1’ler yılıydı adeta ve bu başarısının da en önemli kaynağı o yıl hayatına giren GRAND EKİNOKS’tu. 2 yaşlılığında 5 yarış koşup 1 ini kazanan tayın 3 yaşlılığında sahalarda fırtına gibi eseceğini kim bilebilirdi. 11 Nisan 2001’de sezonu KV-18 kazanarak açan YALÇIN ve GRAND ikilisi, o yıl 8 kez start alıp 6 kez birinci 2 kez de ikinci oldular. Kazanılan 6 birinciliğin 4 ü GR 1 yarıştı ve en önemlisi de şüphesiz GAZİ KOŞUSU idi. Jokeylik hayatının altın yılı denilebilecek 2001 yılında Arap atları ile de başarılı yarışlar sergilemiş ve 3 tane GR 1 yarış kazanmıştı. DEMİRKAZIK ile Çanakkale Zaferi ve Haralar Koşusunu, ZENGİNOĞLU ile de Veliefendi Koşusunu kazandı. Hele hele altılı ganyan dahilinde koşulan 4 açık yarışı da kazandığı 29 Kasım 2001 Perşembe günü Yalçın için unutulmaz günlerden biriydi. İlk ayakta GR 3 yarışta 6.10 ganyanlı GREEN GÖNEN’le, ikinci ayakta GR 2 yarışta 17.05 ganyanlı TALİMHANELİ’yle, dördüncü ayakta GR 3 yarışta 2,05 ganyanla DEMİRKAZIK’la ve beşinci ayakta GR 3 yarışta 5,30 ganyanlı SERRAM’la yarışın sürdirekt favorisi GRAND EKİNOKS önünde kazanarak 2001 İstanbul yarış sezonunu kapatırken usta rakiplerine adeta gözdağı vermişti. 2001 yılı, 158 kez birincilik elde ettiği ve % 18 kazanma yüzdesi ile en başarılı olduğu yıl olmuştu. 2002 yılı GRAND’la başlasa da daha sonra at sahibinin HALİS KARATAŞ tercihi ile ikilinin yolları ayrılmış, 2002 ve 2003 yıllarında kazandığı koşu sayısı yine 3 haneli rakamlarda olsa da GR 1 kazanamamıştı. Ama istikrarı sürüyordu. 2004 yılında SABIRLI’yı geçerek KANEKO ile GR 1 Erkek Tay Denemeyi, Ankara’da da DAYIBEY ile GR 1 CUMHURİYET KOŞUSUNU kazanarak aleme Yalçın’ı yeniden hatırlatmıştı. 2000’de başlayan yükselişi 2001’de doruğa çıkmış, 2002, 2003 ve 2004 belirli bir seviyede tutunmuş, 2005’de ise yönünü maalesef inişe doğru çevirmişti. Parlak geçen 6 yılın son halkası olan 2005 de de GR 1 kazanamayan Yalçın 2005 yılını 2000 yılında olduğu gibi 101 birincilikle kapamıştı. 2006 yılında 61 kez kazanırken SADALBARİ ile GR 1 KISRAK KOŞUSUNU, TOPOR ile GR 2 ve DAYIBEY ile de GR 3 yarışları kazandı. 41 yarış kazandığı 2007 yılında en önemli başarısı 2 kez kazanabildiği KV 8 Listed yarışlardı. 2008 yılı küllerinden doğmanın telaşıyla geçti. Silkinmiş, toparlanmaya başlamıştı. Kazanılan 83 yarışın; 1’i GR 2, 3’ü GR 3 idi. Çokça Listed, KV koşular kazanarak kendine güveni gelmişti. 67 koşu kazandığı 2009 yılının en parlak zaferi GR 1 BYERLEY TURK koşusu idi. Yarışın favorisi KURTİNİADİS’i burunla geçmişti. 41 kez kazandığı 2010 yılının en akılda kalan birincilikleri GÜRGÖKÇE ile kazanılan 3 açık yarıştı. 2011 yılında Yalçın, DERVİŞ AĞA ile kazandığı 2 önemli yarışla hatıralara bir kez daha kazındı. 18 Mayıs 2011 Çarşamba günü sentetik pistte koşulan GR 2 19 MAYIS koşusunda INSPECTOR’u başla geçmişti. 24 Temmuz 2011 günü GR 1 Başbakanlık Koşusu için çim piste çıktığında, o güne kadar start aldığı 37 koşuda bir kez çime çıkan ve ondada 15 atta 11 inci kalan sentetik pistin şampiyonuna kimsecikler şans vermemişti. 12.25 ganyanı ile son sıralarda tutulmuştu. Ve yarışı müthiş bir finişle HAKKAR’dan burunla koparmıştı. 17 yıldır yarış sahalarında kesintisiz at binen bir genç adamdı Yalçın. 2012 yılının at bindiği ilk yarış gününde SEVDACAN’la kazanmıştı. İyi geçmesi beklenen, sorunlarını çözmek için belki de kazanmaya en çok ihtiyaç duyduğu bir sezona umutla başlamıştı. Ancak, 18 Ocak 2012 Çarşamba günü saat 17.30’da SARRAF’la start aldığında, bir ata onun jokeyi olarak son kez hükmediyor olduğu, sanırım hiç aklına gelmemişti. Kazanma hırsı, cehalet, bilinçsizlik, başkalarının yaşam alanına saygısızlık, rakibini bilerek ya da bilmeyerek, yok etme hiçe sayma duygusu….Ne derseniz deyin, son virajda bir genç insanın/jokeyin başına gelebilecek en kötü şey geldi, sadece yarış yaşamı bitmekle kalmadı, önemli ölçüde ekonomik, sosyal ve fiziksel yaşam koşullarını daha da ağırlaştıran o elim kaza yaşandı. 32 yaşındaydı. 40 yaşına kadar yapmak istediği mesleği onu 8 yıl önce boşamıştı. İnsanları ve diğer canlıları metalaştıran bu vahşi kapitalist yaşam mücadelesinin son kurbanlarından biri de Yalçın oldu. Yalçın; umuyorum, diliyorum ve inanıyorum tedavin olumlu sonuçlanıp, eşin ve oğlun YALÇINER’le yeni bir yaşama yelken açacaksın. Şaire kulak verelim; Edip Cansever’e, Bütün iyi kitapların sonunda bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda meltemi senden esen soluğu sende olan, yeni bir başlangıç vardır.. Sevgi ve dostlukla,

22 Mayıs 2012 Salı

A.W. PİSTTE KOŞAN CONGAREE VE OĞLU SHAMELESS

A.W. pistte 1600-1800-2000 metrelerde 5 GR 1, 4 GR 2 ve 1 GR 3 kazanarak, sahibine 2.112.724 POUND kazanç sağlayan, 2005 yılında Kentucky’de Adena Springs’de 15.000 $ aşım bedeli ile hara hayatına başlayan ve halen Newyork’da Highcliff Farm’da 7.500 $ bedelle aşım yapan CONGAREE’nin JERANİMO ve MHYTICAL POWER isimli yavruları 500.000 Pound kazanç ile ...babalarının yüz akları. JERANİMO; 4 yaşında A.W. pistte 1800 metre mesafede GR2 kazandıktan sonra, çim pistte ikisi 1800 birisi 1600 metre de 3 GR 2 yarış daha kazanmıştır. MHYTICAL POWER; A.W. pistte 1800 ve 1600 metre mesafede 2 GR 3 kazanan safkan, A.W. pistte Saratoga’da koşulan 1800 metre mesafeli GR 1 Woodward Stakes’de ikinci kalmıştır. SHAMELESS; Annesinin ikinci yavrusu olan safkan henüz iki yarış koşabilmiştir. Annesinin ilk yavrusu SHARP HUMOR’dan olma HISTORICALLY’dir. 16 yarışta 3 birincilik elde etmiştir. 2’si A.W pistte, birisi ise çim pisttedir.

20 Mayıs 2012 Pazar

FRANKEL 10/10 YAPTI

2010 yılının 13 Ağustosunda yarış hayatına başlayan FRANKEL o gün bugündür geçilmiyor. Bugüne kadar 6 GR 1, birer tanede GR 2 ve GR 3 yarışlar kazandı. Galileo'nun bu son numarasının bugün itibariyle kazancı 1.471.952 Pound amerikan doları cinsinden ise 2.367.954 $. Maşallah.Son kazandığı koşu linke tıklanarak izlenebilir. http://horses.sportinglife.com/Video/Racing/0,27770,491167,00.html

19 Mayıs 2012 Cumartesi

AYHAN KURŞUN HADİSESİ

Bu yazı; uğranılan haksızlığı sadece Ayhan Kurşun'a yöneltenlere ve yarışları organize edenlere ithaf edilmiştir. 14 Mayıs'ta yine Bursa'da KV-8 yarışı grubun uzak önünde Star Of Melih kazanmıştı. Kayıtlı safkanların tamamı 58 kg ağırlık ile koştu. Yarışa başladığı ağırlıkları ile koşuyu tamamladılar. Bu cümleyi tekrar ediyorum, iyi okuyun ondan sonrada Ayhan'a küfretmeyi kesip, sistemisorgulayın. Atlar, yarışa başladıkları ağırlıkları ile koşuyu tamamladılar. Sonra hepimizin bildikleri yaşandı ve 2 nci tartının eksik çıkması nedeni ile kazanan sonunculuğa atıldı. Bu nasıl bir ADALET. TJK ve BAKANLIK yetkilileri, meşhur ÇALIŞTAYLARI'nızın yarışseverin hiç bir mağduriyetini gidermediğini görmüyormusunuz. Körmüsünüz. At 58 kg ile başladı ve 58 kg ile bitirdi. Yani koşu içerisinde yarışı kazanmasını sağlayacak bir ağırlık eksilmesi, yani yarış esnasında plakaların eyerden düşmesi vs durumu yok. Böyle bir tespit yok. At, at sahibi, seyis ve jokey yarışı tertemiz kazanmış. Sonra, Jokey ve onun yamağının ihmalleri (Ağırlıkların eyerden çıkarılıp sonra eklenmemesi) tartının eksik çıkmasına yol açmış. YAHU!!! Yarış esnasında hiç bir anormallik olmamış ve yarış tertemiz kazanılmışken; YARIŞSEVERİ; AT SAHİBİNİ,ANTRENÖRÜ, SEYİSİ nasıl mağdur edersiniz. Olması gereken yarışın aynen tescili ve ihmali olan Jokey ve yardımcılarının cezalandırılmasıdır. Tertemiz bir yarışın neden kaybedeni hep günahsızlar. Diyeceksiniz ki, Yönetmeliğin falanca maddesi. Yahu siz Çalıştayları yönetmeliğin falanca maddelerindeki abuklukları düzeltmek için yapmadınız mıydı. Kimsenin aklına gelmedi mi bu durum. Bunu çözemedini mi koca koca adamlar... Yazıklar olsun. Benden isteyin, hemen bir yönetmelik maddesi kaleme alayım. Lütfen bu saçmalıklara artık bir son verin.

DREAMING HADİSESİ

İki yıl önce 4 kez üst üste dördüncülük yapan kısrak koca 2011 yılında hiç bir halt yapmadan gördüğü 12 yarışta sıfır lira kazançla 4 Mayıs 2012 günü piste çıkmıştı. Beklenen; yine bir şey yapamayacağı yönünde idi. Bursa'da 2000 çimi usta atlar gibi koşup rakiplerinin uzak öünde kolayca kazanmış ve ganyan sıralamasında yarışın 3 üncü şanslı atı olunca da aklı başında yarışseveri bu durum işkillendirmişti. Bahislerin ne verdiğini yazmayayım, malı götüren götürmüştü. İnsanımızın kaderidir, birileri malı götürür, geri kalanda baka kalır. Ama bir umudu vardır, belki o da bir gün kendisinin malı götürebileceğidir. Bu umudu taşıyan insan da doğal olarak kolay hesap soramaz. Zira, bu malı götürme düzenine kısmen meşruiyet kazandıran bizzat kendisidir. Evet, yatanlar yattı, götürenler götürdü...O gün sadece o koşudan yatan ve kalan kuponlarını yırtmayanlara önerim dava açmalarıdır.

13 Ekim 2011 Perşembe

Mehmet Kaya hangisi doğru?

11 Ekim 2011 Salı akşamı TJK TV'de yayınlanan "Farklı Analiz" adlı programda moderatör Enver Aslan son günlerde tartışılan Mehmet Kaya'nın çivili kamçı kullanması meselesini gündeme taşıdı. Konu ile yaptığı açıklamada, Mehmet Kaya ile konuyu görüştüğünü, kendi düşüncesini katmadan Mehmet Kaya'nın anlattıklarını izleyicileri ile paylaştı. Mealen söyledikleri "Mehmet Kaya'ya kamçıyı atın ilgililerinden birisinin verdiğini, bir süre sonra kamçıdaki çiviyi farkettiğini ve yarışta kamçıyı bu nedenle asla kullanmadığını, görüntülerin izlenmesi halinde bununda görülebileceği" şeklindeydi. Hatta bu nedenle programda yarışın görüntüleride paylaşıldı, görüntülerde kamçı kullanılıp kullanılmadığı değerlendirildi vesaire. Bugün yani 13 Ekim 2011 Perşembe günü aldığım Vatan gazetesinin ücretsiz eki "UZAK ARA" da ise Mehmet Kaya imzalı "Açıklama ve Özür" yazısını okuyunca oldukça şaşırdım. Zira özür yazısında "Çivili kamçıyı padoktan çıkar çıkmaz fark ederek derhal iade ettiğini ve koşuya standart bir kamçı ile katıldığını" söylüyor. Peki hangisi doğru? Sanırım üçüncü bir açıklama kaçınılmaz oldu. Bence fotoğrafı çeken çıksın ortaya ve fotomontajdı bu desin ve olayda unutulsun gitsin.

Hakan Dilmen